YÜKSEK Seçim Kurulu, CHP’nin İYİ Parti’ye geçici olarak 15 vekil vermesinden önce “İYİ Parti seçimlere girebilir” diye açıklamalıydı.
Daha kanuni ve daha saygın bir karar olurdu. Çünkü İYİ Parti seçimlere girmenin şartlarını gerçekleştirmişti:
- İllerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay evvel belirli oranda teşkilat kurmuştu...
- Yine altı ay evvel kurucular büyük kongresini yapmıştı.
Evet il ve ilçe kongrelerini tamamlamaya vakit bulamamıştı ama bu seçimlere girmeye engel değildi.
Nitekim Emine Ülker Tarhan’ın Büyük Anadolu Partisi (BAP) 14 Aralık 2014’te kurulmuş, kurucular kongresini yapmış ve hiçbir il ve ilçe kongresini yapmadan, sadece atanmış teşkilatlarla ve YSK kararıyla 7 Haziran 2015 seçimlerine girmişti.
BAP’ı seçimlere sokup da hukuki ve siyasi durumu daha kuvvetli olan İYİ Parti’yi seçimlere sokmamak düşünülemezdi.
YSK’nın bu konuda tereddütler geçirmiş olması üzücüdür.
SEÇİMLERE GİRME HAKKI
YSK’nın ünlü ‘mühürsüz oy’ kararını biliyorsunuz. Seçim yasasına göre “arkasında sandık mührü bulunmayan... oy pusulaları geçersizdir.” (Madde 101/3)
Fakat YSK, sandık kurulunun mühürlemeyi unutmasının cezasının seçmenlere yüklenemeyeceğini belirterek bu oyları geçerli kabul etti.
Anayasal bir hak olan ‘oy hakkı’nı bu kanun maddesinden üstün saydı.
Bu açıdan bakalım: Devletin en yetkili ağızları “Seçimler 3 Kasım 2019’dadır” diye defalarca açıklamalar yaptı. Anayasa’nın geçici maddesinde de böyleydi.
Seçimlerin aniden 24 Haziran 2018’e alınması, Anayasal hak olan seçimlere girme hakkını herhangi bir parti için ortadan kaldırabilir mi?!
Sandık kurulunun pusulaları mühürlememiş olması madem o seçmenlerin oy hakkını geçersiz kılmıyor, AK Parti ve MHP’nin yıldırım seçim kararı da diğer İYİ Parti’yi düşünen seçmenlerin tercih hakkını ortadan kaldıramaz.
Anayasa Mahkemesi şöyle diyor:
“Seçime katılabilmeyi salt örgütlenme gücüne bağlamak uygun değildir. Böyle bir düzenleme, özellikle yeni kurulan siyasi partilerin seçimlere katılmasını önlemeye yönelik düzenleme, oldukça ağır sonuçlar doğuracak koşulları taşımaktadır. Bir siyasi partinin seçimlere katılmasını güçleştirmek ya da engellemek seçilme hakkının özüne zarar verir.” (K: 1987/11)
TARİHTEN KORKMAK
Daha önce BAP’ı seçimlere sokan YSK’nın kendisini de tartışma konusu yapan davranışlara girmeden İYİ Parti’nin seçimlere gireceğini, Yargıtay Başsavcılığı’ndan liste gelir gelmez açıklamalıydı.
Ama böyle yapmadı, İYİ Parti’nin seçimlere giremeyeceği yolunda iktidar sözcülerinin “Beş sene sonraki seçimlere hazırlansınlar!” şeklinde beyanlarda bulunmasına yol açan tavırlara girdi.
YSK, önümüzdeki seçimlere İYİ Parti’nin giremeyeceği yolunda endişeler yarattığı içindir ki, CHP bu partiye geçici olarak geçici olarak 15 vekil verdi. Birkaç saat sonra da “İYİ Parti seçimlere girecek” diye haberler çıkmaya başladı!
CHP’nin bu tavrını eleştirenler unutmamalıdır; 2002’de yasaklı Tayyip Erdoğan da CHP desteğiyle yapılan Anayasa değişikliğiyle siyasi haklarına kavuşmuştu.
‘Doğru’ olan, kişilere ve partilere göre değil, hukuka ve demokrasiye göre doğru olandır. 27 Mayıs Darbesi günlerinde ‘geriye yürüyen ceza kanunu’ için hazırlanan ‘devrimci fetva’yı imzalaması istendiğinde büyük hukukçularımızdan Tahir Taner bunu reddetmiş ve şöyle demişti:
“Ben tarihten korkarım!”
Tarihin hükmünden elbette en çok hukukçular korkmalıdır
Yorumlar
Yorum Gönder