MHP lideri Devlet Bahçeli’nin şu sözleri doğru ve anayasa hukukunun da ifadesidir:
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetimde istikrar ilkesi sağlanacağına göre, temsilde adaletin temin edilmesine yönelik engel teşkil ettiği açık olan yüzde 10 seçim barajı tıkanmaya yol açmayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.” (14.11.2017)
Evet, demek ki yüzde 10 barajı anayasal ‘temsilde adalet’ ilkesine aykırıdır.
MHP lideri örnekler de vermişti:
“Avrupa ülkelerinin yüzde 36’sında baraj sıfırdır, birçoğunda yüzde 5 veya 6’dır. Almanya, Belçika yüzde 5, İspanya’da da yüzde 3’tür.”
Fakat dün alelacele Meclis’ten geçirilen yasa bu ilkelere göre hazırlanmadı. İki partinin yararına göre hazırlandı.
İKİ PARTİ İÇİN
İttifak yapan partiler için baraj söz konusu olmayacağına göre, öyle, “Almanya, Belçika yüzde 5, İspanya’da da yüzde 3” falan değil, baraj MHP için “sıfır” olacaktır.
AK Parti ve MHP diğer partiler için yüzde 10 barajını koruyarak sağda başka partilerin önüne büyük bir engel koyuyorlar.
Dahası, ‘ittifak oylarının toplamı’, d’Hondt sistemine göre her iki partinin de olağandan fazla milletvekili çıkarmasını sağlayacaktır...
Öbür partilerin aleyhine olacaktır.
Bunun AİHM içtihadına ve anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğunu daha önce yazmıştım. (23.2.2018)
Zaten yasa, partiler arası bir komisyon, en azından uzmanlardan oluşan bir teknik komisyon bile kurulmadan, iki partinin yararı gözetilerek hazırlandı, virgülü değişmeden Meclis Komisyonu’ndan ve Meclis’ten yıldırım hızıyla geçirildi.
KAMU YARARI NEDİR?
Halbuki seçim sistemi, futboldaki oyun kuralları gibidir. Herkesçe benimsenecek ‘genel ve objektif’ kurallar olması gerekir.
Nitekim Anayasa Mahkemesi’ne göre:
“Hukuk devletinin tanımına giren birçok unsurlardan biri de kamu yararı düşüncesi olmaksızın, başka deyimle, yalnızca özel çıkarlar için veya yalnızca belli partilerin veya kişilerin yararına olarak herhangi bir yasanın kabul edilmeyeceğidir. Buna göre, çıkarılması için kamu yararı bulunmayan bir kanun, Anayasa’nın 2. Maddesi hükmüne aykırı nitelikte olur ve dava açıldığında iptali gerekir.” (K. 1967/20)
Saygın anayasa hukukçusu Prof. Kemal Gözler de bu görüştedir. (Bkz.Türk Anayasa Hukuku, s.892 )
AYM’nin ‘kamu yararı’ kavramını yasama organının takdirine bırakan kararları da vardır ve prensip elbette öyledir. Fakat seçimlerde ‘oyun kuralları’nın ‘eşit ve adil’ olması şarttır. İttifak yasasının baraj hükümleri ise çok açık bir şekilde iki partinin çıkarı gözetilerek hazırlanmıştır.
‘GÜÇLÜ MECLİS’
İktidar sözcüleri referandum sırasında barajın ‘sıfır veya sıfıra yakın’ oranlara indirileceğini söylemişlerdi.
Yeni sistemde ‘güçlü Meclis’ olacağını da defalarca beyan etmişlerdi.
Bir gecede seçim sisteminin değiştirilmesi, ‘yürütme’ karşısında Meclis’in nasıl güçsüz olduğunu göstermiyor mu?
Anayasa hükmü çok açıktır:
“Seçim kanunları temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.” (Md.67/5)
İstikrar ‘yönetim’le yani yürütme erkiyle ilgilidir, yeni sistemde cumhurbaşkanı seçimleriyle gerçekleşir. Böyle olunca yasama organının seçimlerinde gözetilecek tek ilke ‘temsilde adalet’tir.
Hele de başkanlık sisteminde yasama organının ‘denetim ve denge’ yapabilmesi için, ‘Gazi Meclis’imizin Amerikan Senatosu kadar güçlü ve yüksek bir konumda olması lazımdır. Bunun bir şartı Meclis’in çoğulcu yapıda olması, diğer şartı vekillerin çoğunun önseçimle aday olmasıdır. Sistemin demokratik olmasının ölçüsüdür
Yorumlar
Yorum Gönder