Ana içeriğe atla

Büyüme Hızı


ELBETTE sevinmeliyiz, 2017 yılının büyüme oranı yüzde 7.4 olarak gerçekleşti.

Bu satırlar yazılırken TÜSİAD’dan bir açıklama yapılmamıştı ama diğer işveren kuruluşları mutluydu, piyasalar coşuyordu.

4 lirayı görmüş olan dolar da yine bu satırlar yazılırken 3.96 civarına inmişti.

2018 yılı büyümesinin de yüzde 5’li rakamlar civarında olması tahmin ediliyor.

İç talep, inşaat sektörü ve imalat sanayisi büyümenin üç motoru.

Tabii en önemlisi imalat sanayisi.

Büyüme böyle iyi de faiz, enflasyon ve döviz niye yüksek diye sorgulayan ekonomistler de var.

Ben ekonomist değilim, iktisadi analiz yapamam. Fakat sağlıklı ve istikrarlı kalkınma ile eğitim, üniversite ve teknoloji arasındaki ilişkiye dikkat çekmek istiyorum.


EĞİTİM VE TEKNOLOJİ
İktisatçı Prof. Güven Sak’ta okumuştum. 1990 ile 2015 arasındaki çeyrek yüzyılda ihracatımızda yüksek teknoloji ürünlerinin oranı yüzde 3’ten ancak yüzde 5’e çıkmış.

Çin’in ihracatında ise yüksek teknoloji ürünlerinin payı aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 33’e yükselmiş.

İsrail’in ihracatında yüzde 19’dan yüzde 35’e... Güney Kore için de rakamlar bu civarda.

İktisatçı Özcan Kadıoğlu’na göre, biz ihracatımızdan 1 dolar gelir elde ediyorsak, aynı miktar ihracatla Japonya 2.81 dolar, Almanya 2.69 dolar, Kore 1.97 dolar gelir elde ediyor.

Onun için o ülkelerde kişi başına gelir 30 bin dolar civarında...

Bizde dört yıl önce Ali Babacan “10.000 dolar gelire ulaştık, 11.000 dolara çıkmakta zorlanıyoruz” demişti. (22 Nisan 2014)

TL’nin değer kaybı yüzünden bugün hâlâ 11.000 doları bulamadık.

“Orta gelir tuzağı” budur; bir noktaya kadar geliyorsunuz. Ötesine geçmeniz kaliteli eğitime ve teknoloji gibi faktörlere bağlı...


GELİŞMENİN KISTASLARI
Türkiye elbette kalkınıyor ama yüksek katma değer sağlayan teknolojik ürünlerin üretim ve ihracatında yetersiz kalıyoruz.

Tabii ‘teknoloji’ deyince eğitim, üniversite, PISA sonuçları, indekslere giren bilimsel yayın sayısı, inovasyon ve patent verileri çok belirleyici oluyor.

Boğaziçi, İTÜ, ODTÜ gibi çok iyi üniversitelerimiz var.

Üniversitelerimizin sayısı 193’e yükseldi. Bunlar güzel gelişmeler.

Fakat bilimsel indekslere giren yayın sayısında geriden gelen İran 2011 yılında bizi geçti.

Tabii ‘emsal’ almamız gereken ülke, İran değildir, gelişmiş ülkelerdir.

Gelişmişlik açısından patent, girişimcilik ve yaratıcı düşünce gibi faktörler çok önemli verilerdir. Patent başvuru sayısı Güney Kore için 233 bin, İran için 15 bin, Türkiye için 8 bin civarındadır.

PISA’dan bahsetmiyorum bile.


DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ
Dünyada küreselleşme dinamikleri ve bunlara karşı oluşan tepkiler güç dengelerini değiştirip bazı yerlerde sınırları bile tehdit ederken büyük bir ‘evrim’ ilerliyor:

“Dördüncü Sanayi Devrimi” diyorlar.

Yapay zekâ ve nanoteknoloji bunun en çarpıcı alanları.

Matbaanın, buharın, elektriğin, petrolün tarihte yaptığı devrimler gibi.

Büyük bir tarih düşünürü olan şair Yahya Kemal, ‘Edebiyata Dair’ adlı eserinde, bizde matbaanın 270 yıl gecikerek açılmasından sonra tekrar kapanmasını, imparatorluğun en büyük toprak kayıplarından daha ağır bir kayıp olarak niteler.

Sadece matbaa mı, buhar ve elektriği de çok gecikerek kullanmaya başladık.

Çağımızdaki bilim ve teknoloji devrimini aman kaçırmayalım, gençlere bilim ve teknoloji heyecanını kazandıralım.

AMERİKA NİYE ÇEKİLİYOR?

Suriye'den çekilmek Trump'ın herkesi şaşırtan ani bir kararı... Ama Amerika'nın genel yönelişinde Ortadoğu sorunlarını, İsrail ve Suudi Arabistan’la Körfez'deki uydu şeyhlere ve Fransa'ya bırakarak Çin’e karşı stratejik bakımdan daha önemli olan Pasifik’e odaklanma eğilimi var. Amerika’nın  Aralık 2017’de açıklanan Milli Güvenlik Belgesi’nde, baş sorun olarak Çin gösteriliyor.

Amerika’ya göre Ortadoğu’dan terör gelmesin yeter! Nitekim Trump, Suriye’ye IŞİD için müdahale ettiklerini söylüyor.

Petrol mü? Batı petrole muhtaç da petrolcü ülkeler Batı’ya petrol satmaya muhtaç değil mi?

En dipteki dalga olarak teknoloji dünya dengelerini değiştiriyor, daha doğrusu sarsıyor…

21'inci yüzyıl pek çok sürprizlerle dolu geçecek.

Bu konuyu iyi izlemek lazım.

Bu akşam CNN Türk’te saat 20.30’da Eğrisi Doğrusu programında konuklarım Prof. Muhammet Şahin ve Hakan Akbaş’la bu konuları konuşacağız

Yorumlar