Ne sen bâkî ne ben bâkî! Kanunî Sultan Süleyman AbdülBâkî gibi bir kabiliyeti bulup çıkarıp itibar eylemesini, padişahlığının çok haz duyduğu birkaç olayından biri olarak gördüğünü söylemiştir. Yazdığı her nazireden sonra da şaire sık sık lütuf ve ihsanlarda bulunuyordu. Nitekim Şair Nev&…
Merv Valisinin Damat Seçimi Merv Valisinin Mübârek adlı, bağına-bahçesine bakan bir hizmetçisi vardı. Bir gün vali, ondan üzüm istedi. Getirdiği üzüm henüz olmamıştı, başkasını istedi. O da ekşi çıktı! Türkistan'ın Merv şehri valisinin bir kızı vardı. Ülkedeki, ileri gelen zengin, mak…
Padişahın İşi Ne? Murad Han? o sabah çok telaşlıydı! Veziriazam Siyavuş Paşa'ya dedi ki: "Garip bir rüya gördüm. Haydi hemen çıkıyoruz!.." Üçüncü Murad Han, İslam halifelerinin yetmiş yedincisi, Osmanlı padişahlarının on ikincisidir. İkinci Selim Han'ın oğlu, Sultan Üçün…
İtalyan Profesörden Yunanlıya Tokat Gibi Cevap Türk Edebiyatı Vakfı'nın yayınladığı, Cemal Aydın tarafından kaleme alınan 'Taşa Kazınan İhanet' kitabından ilgi çekici bir bölüm: Prof. Dr. İsmet Giritli bir kongre için İtalya'ya gidiyor. Orada kendisine bir Yunan ve bir Erm…
Osmanlı'da Toprağın Bedeli Girit'i Kaça Satarsınız? Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa, Sultan Abdülaziz'in Fransa seyahatine katılan heyetteydi. Bir konuşma esnasında devrin imparatoru II. Napolyon ona yarı şaka, yarı ciddi sordu: "Paşa, Girit Adasını kaça satarsınız?" D…
Ne Söylediğin Değil, Nasıl Söylediğin Önemli Padişah, bir gece rüyasında bütün dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı ve elem içinde uyanır. Vezirini çağırıp sarayın rüya tabircisinin hemen huzuruna getirilmesini emir buyurur. Uyku sersemi tabircibaşı, gö…
Eskiden transistörlü radyo bile idareli kullanılırdı, karınca kararınca. Gündüzleri "arkası yarınları" akşamları "bir roman bir hikaye" yi dinler kapatırsın. Yoksa pil mi dayanır ona? Yaşlılar Kahire taraflarından hafız ney ararlar, Abdülbasıd'ı denk getirmek kolay…
Eskiden evlerimizi kendimiz planlardık. Yan yana odalar çizer, araya bir hela sıkıştırırdık. Dolayısı ile oda boyunca uzarlardı. Aydınlık, ferah ve havadarlardı. Ufak tefek pencereleri vardı. Kanadı yana değil şakuli aralanırdı. Güya Fransız imparatoriçesi Almanya'da bunu görmüş de ço…
Translate
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
İzleyiciler
Search
Trending now